Araştırmalarımız

Araştırmalar

Araştırma; bir konuda sorunların saptanması çözüm yollarının bulunması ve uygulamaya konulması, sonuçlandırılması, sonuçların tartışılması ile ilgili çalışmalara denir.

Araştırma, toplumu tanımaya profilini çıkarmaya, değişkenlerle ilgili ilişkileri ortaya çıkarmaya çalışan, bir problemin ortaya çıkmasına yol açan etmenlerle ilgili neden, niçin, nasıl, ne zaman, nerede gibi sorulara cevap veren ve bilimsel bilgi üretme işlevidir.

Sosyal ve Kamuoyu Araştırmaları ise; halkın gündem oluşturan konularla ilgili düşüncelerini ölçmeye yarayan araçtır.

Araştırmalar uzun yıllardan beri gerçekleştirilmektedir. Ancak günümüzde Araştırmaya yaklaşım ne yazık ki pek de sıcak değildir. Birçok işletme ve kurum (belki siz de) araştırmaya verilen paranın boşa gideceğini düşünmektedir. Araştırma yaptıran işletme ve kurumlar da özellikle küresel ve ulusal kriz dönemlerinde ilk önce araştırma giderlerini kısmakla işe başlar.

Bu düşüncelerin aksine son yıllarda araştırmaların önemi ve anlamı değişmiştir. Müşteri memnuniyeti ve pazarlama araştırmaları son dönemlerde hızla büyüyen araştırma konularıdır. Dünya pazarında rekabetin artması ve yeni pazarlama yöntemlerinin oluşması ile Araştırmalar’ın rolü de değişmiştir. Araştırma, işletme ve kurumlar için olmazsa olmazlar arasına girmelidir. Çünkü artık tüketici profili oldukça değişmiştir.

Günümüzde sağlıklı toplumların ve ekonomilerin oluşturulmasında işletmeler kadar tüketicilerin de sosyal sorumluluk ve etik bilinciyle hareket etmesinin önemli bir rolü olduğu bir gerçektir. Tüketicilerin de eleştirdikleri işletmeler gibi zaman zaman tüketim tutum ve davranışlarına etikselliği sorgulanır noktaların olması, değişim sürecinin tarafı olan tüketiciyi etiksel bir düzlemde değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Son yıllarda gerçekleştirilen araştırmalar, tüketicilerin bir ürüne/hizmete karşı nasıl ve neden tepki verdiğini ölçen projelerden, tüketicilerle bireysel bazda birebir ilişki kurmayı amaçlayan veri tabanı geliştirmeye yönelik projelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

1950’li yıllarda piyasaya ürün ya da hizmet sunan yani arz eden neyi ne şekilde sunarsa ürün ya da hizmet alan yani talep eden o hali ile satın almakta idi. Bunun başlıca nedeni alternatifi olmaması, rekabet ortamının az olması ve bilinçli tüketici kitlesinin az olmasıdır.

2000’li yıllara gelindiğinde ise arz-talep dengesi tersine işlemeye başlamıştır. Artık arz eden taraf, talep eden tarafın istekleri doğrultusunda ürün ve hizmet sunmaya başlamıştır. Aynı şekilde bunun da nedeni tüketicinin alternatifinin oldukça artması, rekabetin artması ve bilinçli tüketici kitlesinin fazlalaşmış olmasıdır. Artık tüketici, alacağı her tür ürün ve hizmette oldukça fazla seçeneğe sahiptir. Kendisine en uygun olan ürün ve hizmeti satın almaktadır. Bu durum “tüketici beklenti ve memnuniyeti” kavramlarını ortaya çıkarmıştır.

Tüketicilerin beklentisini en iyi şekilde karşılayan ve tüketiciyi memnun eden işletme ve kurum kazanmaktadır. Bununla birlikte müşteri memnuniyeti tek başına yeterli olmamaktadır. Önemli olan hususlardan biri bu memnuniyeti daimi kılıcı şekilde hareket etmektir.

Tüketici beklentilerini tespit etmenin ve memnuniyet konusunda geri dönüşleri ölçmenin yolu ise “Araştırma” dan geçmektedir.

Araştırmalarımız